1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Geçmeyen bel ağrılarını hafife almayın

Geçmeyen bel ağrılarını hafife almayın

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı / Romatoloji Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Bünyamin Kısacık, 7 Mayıs Dünya Ankilozan Spondilit (AS) Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, geçmeyen bel ağrılarının hafife alınmaması gerektiğini söyledi.

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı / Romatoloji Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Bünyamin Kısacık, 7 Mayıs Dünya Ankilozan Spondilit (AS) Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, geçmeyen bel ağrılarının hafife alınmaması gerektiğini söyledi.

Ankilozan Spondilit adı verilen hastalığın halk arasında ‘omurga’ ya da ‘kalça romatizması’ olarak da bilindiğini kaydeden Prof. Dr. Kısacık, hastalıkla ilgili şu bilgileri verdi:

“Ankilozan Spondilit; genetik temelli, kronik ve ilerlediğinde sakatlığa neden olabilen bir romatizma türüdür. Genellikle 40 yaş altında başlar ve çoğu hasta tanı aldığında henüz 20’li yaşlardadır. Hastalığın en belirgin şikâyeti bel ve kalça bölgesinde yoğunlaşan ağrıdır. Ancak bu ağrı, klasik bel ağrısından farklıdır.

Özellikle geceleri artar ve sabaha karşı en şiddetli hâline gelir. İlginç bir şekilde, hareket ettikçe bu ağrı azalır. Ayrıca diz, ayak bileği ve topuk gibi eklemlerde de ağrı ve şişlik görülebilir. Bazı hastalar gözün ön kısmında iltihaplanma (Üveit) şikâyetiyle de bize başvurabilir.”

En kötü tarafının, hastalığın genellikle geç tanı alması olduğunu ve bu durumun hastalarda sakatlık gelişmesine ve iş gücü kaybına yol açabildiğini belirten Prof. Dr. Kısacık, şöyle devam etti:

“Tanısı geç konmuş ve yıllarca çektiği acılar yüzünden ifadesi değişmiş hastalarımın hikâyelerini hala tek tek anımsıyorum. Hastalarıma gerçekten de ne yaşadıklarını anlayabildiğim için her zaman söylediğim gibi; ‘Bu ağrıyı bir siz, bir de ben çok iyi biliyorum.’

Tanı, genellikle iltihaplı bölgelerin röntgen ya da manyetik rezonans (MR) görüntülemeleriyle konur. Tedavi ise kişiye özel planlanır; ilaç tedavileriyle birlikte yaşam tarzı değişikliklerini de içerir.”

Tedavi sonrası hastalarının sıkça; ‘Hocam, tedaviden sonra adeta yeniden doğdum’ diyerek yaşadıkları mutluluğu dile getirdiklerini ifade eden Prof. Dr. Kısacık, “Evet, bu çok zor bir hastalık. Ancak erken tanı konduğunda tedaviyle yaşam kalitesi ciddi oranda artırılabilir” diye konuştu.

 

Kaynak : PHA

0
be_endim
Beğendim
0
be_enmedim
Beğenmedim
0
alk_l_yorum
Alkışlıyorum
0
sevindim
Sevindim
0
g_l_yorum
Gülüyorum
0
_a_rd_m
Şaşırdım
0
_z_ld_m
Üzüldüm
0
_fkelendim
Öfkelendim
Geçmeyen bel ağrılarını hafife almayın
Yorum Yap

Bültenimize Ücretsiz Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Haberite.com ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!